Formula 1’in efsane pilotlarından Avusturyalı Niki Lauda, 70 yaşında vefat etti. Habertürk muharriri Fatih Altaylı, Lauda’nın sinemaya husus olan hayatını kaleme aldı
Niki Lauda öldü.
70 yaşında.
Bilir misiniz, asıl ismi Andreas Nikolaus Lauda idi.
Avusturyalı, oldukça güçlü bir endüstrici ailenin çocuğuydu.
Araba sporlarına olan merakı ailesi tarafından asla beğenilen görülmemiş, ailesinden uzaklaşmak zorunda kalmıştı.
Alt sınıflarda elde ettiği başarılardan sonra bir F2 grubunda yer alabilmek için 30 bin poundluk banka kredisi alarak, kadroya vermek suretiyle pilot koltuğuna oturmuştu.
Akabinde çabucak F1’e geçti ve bana nazaran gelmiş geçmiş yarışçılar ortasında en fazla özelliğe sahip olandı.
Araba geliştirme konusunda grup mühendislerinden daha düzgün olduğu tartışmasız bir gerçekti.
Prusyalı disiplini ile çalışan, dayanılmaz bir adamdı.
Formula 1’de tam zıt karakterdeki James Hunt ile olan rekabeti sinemalara husus olacak kadar enteresandı.
Ve Nürburing’te mevtten döndüğü kaza olmasaydı Hunt’a mesleğinin tek şampiyonluğunu bile tattırmayacaktı muhtemelen.
Lakin Lauda’nın o kaza sonrası pistlere dönüşü hayatımda örnek aldığım en muazzam olaylardan biridir.
Tam 6 hafta sonra, yalnızca 2 yarış kaçırarak tekrar piste döndü.
Ve şampiyonluğu son yarışa kadar kovaladı.
Şayet kaza sırasında büsbütün yanan yüzündeki kaşlar ve gözkapakları ve gaz yaşı kanalları yanmış olmasa idi büyük ihtimalle bırakmak zorunda kaldığı yağmurlu bir yarışı tamamlayabilecek ve şampiyon olacaktı.
Yarış hayatının birinci kısmında Ferrari ile iki kere Dünya Şampiyonluğu elde etti.
1979’de emekliye ayırdı kendini.
1982’de McLaren ile geri döndü ve yine bıraktığı 1985’e kadar bir Dünya Şampiyonluğu daha elde etti fakat bu sefer McLaren’in koltuğunda.
Ve böylelikle F1’in en başarılı iki markası Ferrari ve McLaren’le şampiyonluk yaşayan tek şoför oldu.
Kusursuz bir adam, çelik üzere bir irade, ilham verici bir kişilikti.
1997 yılında ismini taşıyan havayolunda çalışan bir hostesin verdiği böbrekle hayata döndü.
Ve 7 yıl sonra o hostesle ikinci evliliğini yaptı.
2009’da 60 yaşında 3. ve 4. çocukları olan ikizleri oldu.
1976 yılındaki kazada mahvolan akciğerleri 2018 yılında bir ameliyatla değiştirildi.
Ve 20 Mayıs 2019’da böbrek yetmezliği nedeniyle yattığı hastanede, uykusunda sessizce öldü.
En büyük rakibi Hunt, 45 yaşında öldüğü vakit o denli demişti:
“Şaşırmadım lakin üzüldüm. Hayatımda sevdiğim az sayıda şahıstan biri, hürmet duyduğum daha az sayıda bireyden biri, imrendiğim çok çok az şahıstan biriydi”
